Konu: Doğru iman ve imanı korumak Paz Ocak 18, 2009 1:28 pm
Sual: Ahirette kurtulmak neye bağlıdır? CEVAP Bazıları Allah’a inanan herkesin Cennete gideceğini sanıyor Bu çok yanlıştır Amentü’deki altı esastan birine inanmayanın imanı geçersizdir Bunun için inanmak değil, doğru inanmak önemlidir Ahirette kurtulmak, ibadetin çok olmasına değil, doğru imana bağlıdır İhlaslı ameli az da olsa, hatta hiç ameli olmasa, zerre kadar doğru imanı olsa yine Cennete girer Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Kalbinde zerre kadar imanı olan Cehennemde kalmaz) [Buhari, Müslim]
Dünyadan herkes ahirete yolculuk yapıyor Herkes bir vasıtaya binip gidiyor Bir vasıtaya binmek değil, doğru vasıtaya binmek önemlidir Yanlış vasıtaya binen, istediği yere değil, vasıtanın gittiği yere gider Kâbe’ye gitmek için niyet edip Paris’e giden uçağa binen, niyeti halis olsa da Kâbe’ye varamaz Allahü teâlâ, doğruyu azcık merak edene, doğruyu arayana doğru yolu yani hakiki İslamiyet’i nasip edeceğine söz vermiştir [Ankebut 69, Şûra 13], Allah sözünden dönmez (Al-i imran 9)
Demek ki bâtıl yollardaki insanlar istemek bir yana merak bile etmiyorlar Allahü teâlâ rızka kefildir ama imana kefil değildir Doğru iman sahibi olmaya çalışmalıdır İtikadı düzeltmeden önce ibadet etmenin faydası olmaz Doğru itikad, ehl-i sünnet itikadıdır Doğru itikad 1 rakamı gibidir İhlaslı ibadetler sağına konan sıfır rakamı gibidir Bir sıfır konunca 10, iki sıfır konunca 100 olur Sağına ne kadar 0 konursa değeri artar 1 çekilirse hepsi 0 olur İhlassız, yani riya ile yapılan ameller de, soldaki sıfır gibi yani 1 rakamının soluna konan sıfır gibi değersizdir İtikad doğru olunca ibadetleri arttırmak, insanın gayretine, ihlasına, ilmine bağlıdır İstediği kadar artırır Ancak, doğru itikadı, yani ehl-i sünnet itikadı yoksa ibadetlerinin hiç faydası olmaz, soldaki sıfır gibi değersizdir
Mutezile ve benzeri akılcı gruplara göre ibadetler imandan bir parçadır Onlara göre günah işleyen ve farzları yapmayan kâfir olur, yani iman X amel diyorlar Bunlardan birisi sıfır olursa netice de sıfır olur diyorlar Yani imansız amel de amelsiz iman da makbul değil diyorlar Ehl-i sünnet, Amelsiz iman makbul, imansız amel makbul değildir Ehl-i sünnete göre amel X ihlas denebilir Ancak amel işlemeden, (Param olsaydı şu fakire yardım ederdim diye ihlasla düşünen de, vermediği halde, amel işlemediği halde ihlaslı niyetinden dolayı sevaba kavuşur Bir kimsenin ihlası ne kadar çoksa, amel ile çarpılınca netice büyük olur Bizim ihlasımız 1 ise, bin fakire birer ekmek versek, 1x1000 = bin sevap eder Eshab-ı kiramın ihlası çok kuvvetli olduğu için, mesela onların ihlası 1 milyon olsun, bir fakire bir ekmek verse bir milyon sevap alır Nitekim hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Yemin ederim ki, bir kimse, Uhud dağı kadar altın sadaka verse, eshabımdan birinin bir avuç kadar arpa sadakasının sevabına kavuşamaz) [Buhari]
Eshab-ı kiramın imanları çok kuvvetli ve ihlasları çok fazla olduğu için böyle sevaplara kavuşuyorlar Eshab-ı kiramdan biri diğerinden daha yüksek idi Bunun için Hazret-i Ebu Bekir’in verdiği bir avuç hurmanın sevabı, diğer sahabeden birinin vereceği sevap arasında dağlar kadar fark vardır Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki: (Benden sonra, Eshabımın ihtilaf edecekleri meseleler hakkında sual ettim Rabbim bana “Senin eshabın benim yanımda gökteki yıldızlar gibidir Bazısı diğerinden daha parlaktır Onlardan birisine uyan hidayet üzerindedir” buyurdu) [Deylemi]
Sual: İmanın doğru olması için gerekli şartlar nelerdir? CEVAP İmanın doğru olması için gerekli şartlardan bazıları:
1- İmanda sabit olmak: Üç yıl sonra dinden çıkacağım diyen, o anda dinden çıkar
2- Havf ve reca arasında olmak: Yani Allah’ın azabından korkup, rahmetinden ümit kesmemek
3- Can boğaza gelmeden iman etmek: Ölürken, ahiret hallerini gördükten sonra kâfirin imanı geçerli olmaz Fakat o anda da, müslümanın günahlardan tevbesi kabul olur
4- Güneş batıdan doğmadan önce iman etmek: Güneş batıdan doğunca tevbe kapısı kapanır
5- Gaybı yalnız Allahü teâlâ bilir: Fakat Allah’ın bildirdiği peygamber veya evliya da bilebilir
6- Kâfirliğe sebep olan bir şeyi kullanmamak ve söylememek gerekir: Mesela haç takmamak, şakadan da olsa, ben kâfirim dememek gerekir
7- Dini bir hükümde şüphe etmemek: Mesela namaz farz mı, şarap haram mı diye tereddüt etmemek
8- İtikadını İslam dininden almak: Tarihçilerin, felsefecilerin değil, Muhammed aleyhisselamın bildirdiği şekilde iman etmek gerekir
9- Hubbi fillah, buğdi fillah üzere olmak: Sevgi ve nefreti yalnız Allah için olmak Allah düşmanlarını sevmek, onları dost edinmek, Allah dostlarına düşman olmak küfrü gerektirir Mesela Sokratı sevmek, imam-ı Gazali hazretlerine düşman olmak gibi
10- Ehl-i sünnet vel cemaate uygun itikad etmek
Bu itikattan bazıları şunlardır:
1- Allahü teâlâ zamandan, mekandan münezzehtir Hiçbir şeye benzemez
5- İbadetler, imandan parça değildir Yani ibadet etmeyen ve günah işleyen mümine kâfir denmez Allahü teâlâ, küçük günaha azap edebilir, büyük günahları affedebilir
6- İman ya vardır ya yoktur, artıp eksilmez [Parlaklığı, kuvveti artıp eksilir]
7- Mest üzerine mesh etmek caizdir
8- Miracın ruh ve bedenle birlikte olduğuna inanmak Miracın Mescid-i aksaya kadar olan kısmını inkâr eden dinden çıkar Bundan sonrasına inanmayan ise, bid'at ehli, sapık olur
12- Kabirde yatan peygamber ve evliyadan yardım istemek caizdir
13- Okunan Kur'an-ı kerimin ve verilen sadakanın sevabını ölülere bağışlamanın caiz olduğuna, bu sevapların ve duaların ölülere ulaşarak, azaplarının azalmasına sebep olacağına inanmak
21- Kıyamet alametlerinden olan Deccal, Dabbet-ül-arz, Hazret-i Mehdi’nin geleceğine, Hazret-i İsa’nın gökten ineceğine, güneşin batıdan doğacağına ve diğer bildirilenlere inanmak (R Nasıhin, Feraid, İtikadname)
Şüphe ve korku Sual: Şimdi imanım var mı veya imanım devam edecek mi diye şüphe etmekle, son nefeste imansız gitmekten korkmak farklı mıdır? CEVAP Evet, farklıdır İmanı olduğundan veya ileride imanının devam edeceğinden şüphe etmek caiz değildir, küfür olur Mümin imanı hakkında hiç şüphe etmemeli, ölünceye kadar imanlıyım diye karar vermelidir
Son nefes için ise, korku ve ümit arasında olmalıdır Son nefeste imansız gitmekten korkmak, şüphe değil iman alametidir
İmanı korumak için Sual: En kıymetli nimet iman olduğuna göre, bunu korumak için ne yapmak gerekir? CEVAP İmanı korumak için şunlara uymak gerekir: 1- Gayba iman etmiş olmalı Melekleri, Cenneti, Cehennemi gösterseler, gözümüzle gördüğümüz için, "Cennet, Cehennem vardır" demek iman olmaz Gayri müslimlerin hepsi, ölürken Cenneti Cehennemi görüp, "İman ettik" diyecekler; ama kabul olmayacaktır Müminler övülürken, (Onlar gayba inanırlar) buyuruluyor (Bekara 3)
2- Gaybı yalnız Allahü teâlânın bildiğine inanmaktır Peygamber, melek, cin gaybı bilmez Ancak Allahü teâlâ dilerse, bildirebilir Bu bakımdan mucizeyi, kerameti inkâr etmek caiz değildir
3- Haramı haram, helalı helal bilmek yani kabul etmek Kasten, harama helal, helale haram diyen dinden çıkar
4- Allahü teâlânın azabından emin olmamak ve gazabından çok korkmak gerekir Kur’an-ı kerimde, Rabbin azabından korkanların, Onun azabından emin olmadığı bildiriliyor (Mearic 27-28)
5- Bir insan ne kadar çok günah işlerse işlesin, kendini garanti Cehennemlik bilmemeli Bir hadis-i kudsi meali: (Kulum, göklere ulaşacak günah işlese; fakat rahmetimden ümidini kesmeyip, benden mağfiret dilerse, affederim) [Tirmizi]
Bir âyet meali: (Ey günahı çok olan kullarım, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah günahların hepsini affeder O sonsuz af ve merhamet sahibidir) [Zümer 53]
6- Allah’ın azabından emin olmamalı, rahmetinden de ümit kesmemeli! Bir hadis-i şerif meali: (Mümin havf ve reca [korku ile ümit] arasında bulunursa, Allahü teâlâ, o kuluna ümit ettiğini verir ve korktuğundan onu emin kılar) [Tirmizi]
7- Hubb-i fillah, buğd-i fillah üzere olmak Yani sevdiğini Allah için sevmek, sevmediğini de Allah için sevmemektir Bu, imanın temelidir Bir hadis-i şerif meali: (İmanın temeli Müslümanları sevmek ve Allah düşmanlarını sevmemektir) [İ Ahmed]
Cenab-ı Hak, Hazret-i İsa’ya buyurdu ki: (Yer ve göklerdeki bütün mahlukatın ibadetlerini yapsan, dostlarımı sevmedikçe ve düşmanlarıma düşmanlık etmedikçe, hiç faydası olmaz) [KSaadet]
8- İmanın makbul olması ve korunması için gerekli şartlardan bazıları da şunlardır:
Allahü teâlâ, vacib-ül-vücud ve hakiki mabud ve bütün varlıkların yaratıcısıdır Dünya ve ahiret âleminde bulunan her şeyi, maddesiz, zamansız ve benzersiz olarak yoktan var eden, ancak Allahü teâlâdır
Allahü teâlâ mekandan ve zamandan münezzehtir [Necdiler ve selefiyeciler gibi Allah gökte veya Arşta demek küfürdür]
Allahü teâlâ ahirette Cennette görülecektir
Tevekkül farzdır
Zaruri olarak ve icma ile bilinen, inanılacak şeylerde, kıyas olmaz Bunlarda ictihad veya kıyas edip yanılan kâfir olur Zaruri olarak ve icma ile bildirilmemiş olan iman bilgilerinde ictihad edip de yanılan, kâfir olmaz ise de, bid'at sahibi olur
İman artıp eksilmez Yani iman edilmesi gereken şeyler yönünden artıp eksilmez, fakat yakîn ve tasdik yönünden parlaklığı, kuvveti artıp eksilir Müminler, iman ve tevhid hususunda birbirlerine eşittir Fakat amel itibariyle birbirlerinden farklıdır
Kendi imanından şüphe etmemek İmanım var mı yok mu dememeli, elhamdülillah müslümanım demelidir
İtikadını İslam dininden almak Resulullah efendimizin bildirdiği şekilde iman etmek Can boğaza gelmeden iman etmek Kâfirin son nefesteki imanı makbul değildir
Güneş batıdan doğmadan önce iman etmek Güneş batıdan doğunca tevbe kapısı kapanır
Allahü teâlâ, küçük günaha azap edebilir, büyük günahları affedebilir Günah işleyen, fakat tevbe etmeden mümin olarak ölen kimseyi Allah dilerse ona Cehennemde azap eder, dilerse affeder ve hiç azaba uğratmaz Melekler, kâfirlerin dediği gibi, Allahü teâlânın ortakları veya kızları değildir Günah işlemezler Meleklerde erkeklik dişilik yoktur
Konu: Geri: Doğru iman ve imanı korumak Paz Ocak 18, 2009 1:28 pm
Kur’an-ı kerimdeki veya diğer din kitaplarımızdaki dini bir hükümden şüphe etmemek: Mesela tesettür acaba farz mı diye şüphe etmemek
Helal da haram da rızktır Herkes kendi rızkını yer, kimse kimsenin rızkını yiyemez
Elfaz-ı küfürden bir sözü, anlamını kabul etmese de söyleyen kâfir olur [Yani şaka olarak veya güldürmek için söylese yine küfür olur Mesela şakadan ben peygamberim dese küfür olur] Sarhoş iken, elfaz-ı küfrü söyleyene kâfir dememelidir
Bu kâinat sonradan yaratılmıştır [Felsefeciler, bunu kabul etmiyor, kâinat böyle gelmiş, böyle gider diyerek kâfir oluyorlar]
Ehl-i kıbleyi tekfir etmemek, yani namaz kılan müslümana işlediği günahlardan dolayı kâfir dememek [Ehl-i kıble denilen kimsenin bir inanışı, manası çok açık olan kati bir delile zıt ise, küfür olur Böyle bir kimse, namaz kılsa da, her ibadeti yapsa da kâfir olur]
Tasavvufu inkâr etmemek (Avarif-ül-mearif)
Kabir ziyareti haktır Vefat etmiş Enbiyadan ve evliyadan yardım istemek [tevessül] caizdir (İrşad-üt-talibin, Et-tevessül-ü bin-Nebi)
Peygamberlerden sonra insanların en faziletlisi, Hazret-i Ebu Bekir, sonra sırası ile diğer üç halifedir
Eshab-ı kiramın hepsi Cennetliktir (Hadid suresi 10) Allahü teâlânın Eshab-ı kiramdan razı olduğu Kur’an-ı kerimde bildiriliyor Onlardan birini kötülemek, bu âyet-i kerimelere inanmamak olur (Tathir-ül-cenan)
İnsanlara gelen hayır ve şer, fayda ve zararın hepsi, Allahü teâlânın takdir etmesi iledir Kader, Allahü teâlânın ezeli ilmi ile, insanların ve diğer mahlukatın yapacağı işleri bilmesi ve dilemesidir Bunun yaratılmasına kaza, ikisine birden kaza ve kader denir
Allahü teâlâ, dilediğini bir lütuf olarak hidayete ulaştırır Dilediğini de adaletinin gereği olarak sapıklığa düşürür Çünkü insanların işlerini Allahü teâlâ yaratır, fakat insana da irade-i cüziye vermiş, yaptığından sorumlu tutmuştur
Öldürülen de, intihar eden de eceliyle ölmüştür Ecelsiz ölüm olmaz Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Hiç kimse, ecelinin önüne geçemez ve onu geciktiremez) [Araf 34]
İntihar eden müslümanın namazı kılınır (Dürr-ül-muhtar)
Öldükten sonra herkes dirilecektir Kabir suali kabirde ruhun cesede iadesi ve kâfirler ile günahkâr müminler için kabir azabı vardır Kabir azabı ruh ve bedene olacaktır Buna inanmayan bid'at sahibi olur [Hadis olsa da, olmasa da, kabir azabına inanmam Akıl ve tecrübe, bunu kabul etmiyor, diyen ise kâfir olur]
Müminlerin, Cennete girmesi Allah’ın fazlındandır Çünkü kimse ameliyle Cenneti hak edemez İnsanlar, dirilince hesaba çekileceklerdir Ameller mizanda tartılacaktır
Peygamberler, âlimler ve salihler, günahkârlara şefaat edecektir Peygamber efendimizin şefaati büyük günah işleyenleredir Dağlar kadar büyük günahı olanlar da, az veya çok şefaate kavuşacaktır Affa ve şefaate kavuşanlardan başka bütün günahkârlar, günahlarının cezalarını çekeceklerdir Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Her peygamberin, müstecab [kabul olan] bir duası vardır Ben duamı, ümmetime şefaat etmek için ahirete sakladım) [Buhari]
Şefaati inkârdan sakınmalı Çünkü hadis-i şerifte, (Şefaatime inanmayan, ona kavuşamaz) buyuruldu (Şir’a)
Sırat köprüsü vardır (Nuhbet-ül-Leali) [Köprü denilince, bilinen köprüler zannedilmemelidir! “İmtihan köprüsü” diyoruz Halbuki imtihanın köprüye benzer tarafı yoktur Sırat köprüsü de, bilinen köprülere veya imtihan köprüsüne hiç benzemez
Kıyamet alametlerine inanmak: Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Şu alametler çıkmadan kıyamet kopmaz: Güneş batıdan doğar, üç yer batar, İsa gökten iner, Duman, Dabbetül arz, Deccal, Yecüc Mecüc ve Aden’den bir ateş çıkar) [Müslim]
Hazret-i Mehdinin geleceğine inanmak da, Ehl-i sünnet itikadındandır Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kıyamet kopmadan önce, Allahü teâlâ, benim evladımdan birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi, benim babamın ismi gibi olur Ondan önce dünya zulümle dolu iken, onun zamanında adaletle dolar) [Tirmizi, İ Asakir]
[Bu bilgilerin hepsi, Fıkh-ı ekber, Emali, R Nasıhin, Mektubat-ı Rabbani, Feraidül fevaid kitaplarından alınmıştır Başka kitaplardan alınanların ise kaynağı sonunda bildirildi]
Doğru itikadın önemi Sual: İtikad üzerinde çok durmanızın sebebi nedir? CEVAP Çünkü, itikadı düzeltmeden önce ibadet etmenin faydası olmaz Doğru itikad, ehl-i sünnet itikadıdır Doğru itikad 1 rakamı gibidir İhlaslı ibadetler sağına konan sıfır rakamı gibidir Bir sıfır konunca 10, iki sıfır konunca 100 olur Sağına ne kadar 0 konursa değeri artar 1 çekilirse hepsi 0 olur İhlassız, [riya ile] yapılan ameller de, soldaki sıfır gibi yani 1 rakamının soluna konan sıfır gibi değersizdir Ehl-i sünnet itikadı yoksa ibadetlerinin hiç faydası olmaz, soldaki sıfır gibi değersizdir İşte bu kadar önemli olduğu için Ubeydullah-i Ahrar hazretleri (Bütün kerametleri bize verseler, fakat itikadımız düzgün değilse, hâlimiz haraptır Eğer bütün çirkinlikleri verseler itikadımız düzgün ise, hiç üzülmeyiz) buyuruyor
İtikadı düzgün olan Sual: İtikadı düzgün Müslümanlar Cehenneme girmez deniyor Günahları ne olacaktır? CEVAP Haramlardan kaçan ve ibadetlerini yapan Müslüman Allah’ın dostudur Allah dostunu Cehenneme koymaz Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Vallahi, Allah dostunu ateşe atmaz) [Cami-us-sagir]
Eğer Müslümana küfre düşmemişse, dünyada çektiği sıkıntılar günahlarına kefaret olur, şefaate de kavuşur ve Cehenneme hiç girmez