İsmail-YK Fan Board
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İsmail-YK Fan Board

İsmail-YK Fan Board
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

Konuya puan ver

Antik Yunan Tiyatrosu..

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
yeliz16
Admin
Cinsiyet:
Pislickler Forum Ekibi...
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/01/09
Mesaj Sayısı : 103
Nerden :
Antik Yunan Tiyatrosu.. Vide
MesajKonu: Antik Yunan Tiyatrosu.. Antik Yunan Tiyatrosu.. Icon_minitimePaz Ocak 18, 2009 12:00 am

Siyasal ve Toplumsal Ortam
- ( İÖ VIIyy) Aiskhylos’un doğmasından yüz yıl kadar önce Atina’nın soylu aileleri içinden bir kaçı (belki de Tanrı’dan geldiklerine gerçekten inandıklarından) siyasal gücü yalnız kendi ellerinde tutmak istiyorlardı Ama yapamadılar; günün birinde, iki tekerlekli savaş arabalarından kılıç sallayan bu soyluları, iyi silahlanmış çiftçiler alaşağı edince egemenliklerini yitiriverdiler
- Kent devletlerinin yönetimlerinin sürekli olmamasına bir neden; devleti yönetmekte kendini en yetkili sayan kişilerin durmadan birbirini devirip tiran olmalarıydı Bir tiran genellikle, alt sınıfların içinde bulundukları duruma olan hoşnutsuzluk duygularını kullanıp onların yardımıyla yönetimi ele geçirdikten sonra en önce onları ezmekte gecikmeyen, aç gözlü bir soylu olurdu Tiran, yanında para ile tuttuğu askerleri ona bağlı kaldıkları sürece mutlak gücü olan bir kimseydi O kent devletinin yasasıyla başa geçtiği halde , başa geçtikten sonra kendini o yasanın üstünde sayardı Bunun için de birisi ondan kendi adına hesap soruncaya kadar istediğini yapardı
- İÖ 560 yılında başa geçen Peisistratos, sosyal adalet duygusu olan, zorbalığı sevmeyen biriydi İki kez sürgüne gönderildi,yeniden geldi,çevresinde iyi bir askeri güç toplayarak ülkeyi on yıl yönetti Soylu,tüccar ve köylü sınıflarını ekonomik yönden birbirine daha yakın duruma getirebilmek için köylüye toprak dağıttı Ticareti destekledi ve devlet ekonomisini düzeltti
Dionysos’a olan tapınmayı bütün gücüyle destekleyerek kültür yaşamının halk arasında yaygınlaşmasına çalıştı Büyük Dionysos şenliği ile büyük tragedyaların yazılmasına yol açmış oldu
İÖ 527 yılında Aiskhylos’un doğumundan iki yıl önce öldü v Ardından yönetime oğlu Hippias geçti Babasının tersine ülkeyi alışılmış bir tiran olarak yönetti
İÖ Vyy ortalarında Atina’nın yönetimi yine düzeldi 0 yıldan fazla Atina’yı yöneten Perikles aranan bir demokratik düzen kurdu Bu düzenin bir sonucu olarak yöneticiler halk arasından seçilmeye başlandı ve halk kendi içinden seçtiği yöneticilerini daha iyi denetleme yoluna gitti
Sophokles’in bugün elimizde kalan yedi oyunundan dördü, Euripides’in iki ya da üç oyunu bu sıralarda yazılmıştır
Atina devleti sınıflı bir toplumdu: En üstte; Kentin siyasal yaşamına katılma hakkı olan vatandaşlar ( bu doğuştan kazanılan bir haktı)
Ortada; Metekler ( yani o kentte oturan ve ticaret yapan yabancılar) En altta; Köleler ( köleler savaş esirleri olup daha çok Lavrium’daki gümüş madenlerinde çalıştırılırlardı)
Demokrasi olmasına karşın kölelik ( Bu, o dönemde herkese, hatta kölelerin kendilerine bile doğal gelen bir durumdu)
Aristoteles bile insanların değer yargılarını; erkek,kadın,köle olarak saptıyordu İÖVyy bitiminde halk daha bilinçli duruma geldi Tanrılar, kurbanlar,kahramanlar,öçler ve heyecan verici olağanüstü olayların yerini tiyatro yapıtlarında daha gerçekçi durumlar aldı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
yeliz16
Admin
Cinsiyet:
Pislickler Forum Ekibi...
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/01/09
Mesaj Sayısı : 103
Nerden :
Antik Yunan Tiyatrosu.. Vide
MesajKonu: Geri: Antik Yunan Tiyatrosu.. Antik Yunan Tiyatrosu.. Icon_minitimePaz Ocak 18, 2009 12:01 am

ATİNA’DA DİONYSOS ŞENLİKLERİ

Hem dinsel kaynaklarıyla hem de kent gelenekleri bakımından, tiyatro Atinalıların yaşamında önemli bir yer tutuyor Ama gündelik bir iş değil, her yıl belli günlerde oynanıyor
Dionysos adına yapılan şenliklerden biri:
Buna Lenaea deniyor Ocak sonuyla Şubat başında yapılıyor Daha eski olan bu şenlikte önceleri trajediler oynanırmış, sonradan yalnızca komediler oynanmaya başlanmış
İkinci şenlik Mart sonu Nisan başında yapılıyor Buna Büyük Dionysia ya da Kent Dionysia’sı deniliyor Aiskhylos ile teki ünlü Yunan yazarları bu ikinci şenliğe katılırlardı
Başlangıçta tiyatro oyunlarını seyretmek isteyenlerden para alınmıyordu Sonraları az bir para alınmaya başlandıysa da o parayı ödeyemeyecek kadar yoksul olanlara bedava bilet dağıtılırdı
Oyuncuların ücretlerini devlet verirdi Her oyunun sahneye konması, oynanması için gereken masrafları zengin vatandaşlardan biri üstüne alırdı Buna CHOREGUS denirdi
Kent Dionysia’sı 5 ya da 6 gün sürüyordu
- Birinci gün; kayık biçimi arabası içinde Dionysos rahibinin önderlik ettiği bir olay düzenleniyor tanrının heykeli tapınaktan alınıp tiyatro alanına götürülüyor, kurbanlar kesiliyor Alay sona erince sporcuların yarışları,oyunlar,çeşitli eğlenceler başlıyordu
- İkinci, kimi zaman da üçüncü günleri Dithyrambos yarışları doldururdu
- Son üç gün, yıllık armağanlara aday gösterilen tiyatro oyunlarınındı İÖ V Yüzyılda bu 3 günün her biri bir yazarın yapıtına ayrılırdı Üç trajedi bir satir oyunu
- Aiskhylos çoğu zaman teatralogy ( birbirine bağlı dört oyun) ya da trilogy (birbirine bağlı üç oyun)
- Sophokles ile Euripides ise her yıl dört değişik konuyu işlemekten hoşlanırlardı
- Her yıl yarışmaya katılacak üç oyun yazarını ARCHON denilen bir yüksek memur seçerdi Yarışmalardan sonra eleştiri başlar Seçimle kurulmuş olan büyük yargıçlar kurulundan kura yoluyla küçük bir yargıçlar kurulu ayrılır,yıllık armağanları o kurul verirdi
- İlk trajedi yarışmalarından sonra Atina kentinde komedi yarışmaları düzenlenmeye başlandı Önceleri bu işe bir gün ayrılırdı Çeşitli yazarların beş komedisi birbiri ardına oynanırdı Sonraları her gün trajedilerin arkasından bir de komedi oynamak yoluna gidilirdi
- Bu iki şenliğin yanı sıra üçüncü bir şenlik daha vardı Her yıl Aralık ayında Atina’ya bağlı illerde yapılan bu şenliğe KIR DİONYSİA’sı deniyordu Bu şenlikte yeni yazarlar denenir Atina kenti içindeki Dionysos törenlerinde armağan kazanmış oyunlar tekrarlanırdı

İLK DRAMATİK YARIŞMALAR

- İÖ 534 yılında Peisistratos Atina’da ilk tragedya yarışmasını düzenledi
- Bu yarışmada İkarya’lı Thespis birinci oldu
Bu yarışmaya getirdiği yenilik; o zaman kadar alışagelinmiş koroyla söylenen ezgilere bir de solist eklemiş oluyordu
Thespis, kendisi korodan ayrı olarak ezgisini söylüyordu ve böylece ilk kez konuşma, tiyatronun ilk oyuncusu doğmuş oldu
- İlk kadın maskelerini oyuna getiren Koerilios’tu Yarışmalardaki başarısını daha çok satir oyunlarında kazandığı söyleniyordu
İyi bir üslubu olduğu söyleniyordu Thespis’ten sonra bu yarışmayı on üç kez kazandığı söyleniyor Ancak elimize hiçbir oyunu geçmemiştir
- Satir oyunu türünü bulan; Pratinas’tı Yazdığı 50 oyundan 32’si satir oyunuydu
- Bir kadın karakteri ilk kez Frinikos oyuna soktu Kendi döneminde çok saygı duyulan bir yazardıAristophanes şiirlerini övmüş ama oyun kişilerini ortaya çıkarışını alaya almıştı oyunlarında
Kadın karakterler erkek oyuncular tarafından oynanıyordu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
yeliz16
Admin
Cinsiyet:
Pislickler Forum Ekibi...
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/01/09
Mesaj Sayısı : 103
Nerden :
Antik Yunan Tiyatrosu.. Vide
MesajKonu: Geri: Antik Yunan Tiyatrosu.. Antik Yunan Tiyatrosu.. Icon_minitimePaz Ocak 18, 2009 12:02 am

BİR TANRIYA ÜÇ ÇEŞİT OYUN

Yunan tiyatrosunda üç çeşit oyun vardı: Dionysos adına düzenlenen dramatik yarışmalara 3 çeşit oyunla katılırdı yazarlar
- Yüceltilmiş kahramanlık öyküleri anlatan, kişilerin arasına tanrıları da alabilen trajediler
- Kahramanlık öykülerini gülünçleştiren , açık saçık hareketlere düşkün bir satir korosu olan satir oyunları (tragedya ile yakından ilintiliydi)
- Baş karakterleri tanrılar korosu da; teke ayaklı satirlerdi
- Konularını günlük yaşamdan alan komediler Yunan trajedilerinin, satir oyunlarının , komedilerinin hem şarap hem de bereket tanrılarıyla ilgili yanları pek çoktur Bu üç çeşit oyunda belli zamanlarda yapılan, bütün kenti ilgilendiren dinsel törenler de oynanırdı
Her üçünde de sahneleri birbirine bağlayan, sırasında sahneye giren bir koro vardı Üçü de ölçüyle şiir olarak yazılırdı
Üçünde de maske kullanılırdı Üçünün de bereket,bolluk,çoğalma düşünceleriyle ilintisi olduğu gerçektiDionysos törenlerinde oyun yerinin ortasında Dionysos heykelinin durduğu biliniyor Dionysos öyküsünün her yıl ölüp yeşeren doğanın öyküsü, bolluğun, bereketin, doğurganlığın öyküsü olduğu ilk komedilerdeki oyuncuların taktıkları phallusların (erkeklik organı) doğadaki çoğalma gücüyle ilgili olduğu açık





TRAGEDYA

Yunanca tragoidia’dan gelirTragos(keçi) ve oidie(türkü) sözcüklerinin birleşmesiyle “ keçilerin türküsü” anlamında kullanılır Tragedya türü, tragosların şarkılarından doğdu Antik Yunan tiyatrosunun tanımını ilk kez İÖ 300 yıllarında Poetika adlı eseriyle Aristoteles yapmıştır Ona göre; tragedya ahlaki yönden ağırbaşlı,başı ve sonu olan, belli bir uzunluğu bulunan bir hareketin taklidi idi Tragedyanın ödevi, seyirciye acıma ve korku duyguları aşılayarak “ruhu tutkulardan arıtmaktı”
Tragedyanın konu kaynağı efsanelerdi Efsaneler geleneksel bir süsleme sanatı gibi tekrarlanmanın batağına tam düşecekken , dram sanatı bu efsanelere yeni bir soluk getirdi ve geniş bir ufuk açtı, çünkü efsanelerde idealize edilerek ya da süslenerek anlatılan olaylar ve bu olaylar içindeki kahramanlar, dram sanatı yoluyla Atina halkının özelliği ve tavrı oluverdi Efsaneler yoluyla önemli gerçekler üzerinde duruldu Grek tragedyasının özellik gösteren düşünce düzeylerinden birisi, bugün bize yabancı kalan, gururlanma günahı ve bu günahın kaçınılmaz cezasıydı Grekler bu cezayı tanrıça Nemesis’e bağlarlardı Nemesis, başarıları ve zenginlikleri yüzünden tanrıları unutan insanların kırbacı, onları cezalandıran bir yüce güçtü Grek seyircisi için hiç bir şey, gurur kadar kahramanın kötü bir duruma düşmesindeki acıya gölge düşüremezdi Grek tragedya yazarları, oyunlarında tekrar tekrar günah-ceza kavramlarım üzerinde dururlardı Antik tragedyadaki günah kavramı bugünkünden değişikti, bazen günah hafif olur,unu tulurdu; bazen de günahı işleyen cezaya çarptırılan değil, onun babası ya da atası olurdu Tragedya kahramanları günahlarından dolayı vicdan azabı çekmezlerdi




GREK TRAGEDYASININ YAPISI

Konuşmalı ve şarkılı bölümlerle kuruludur Konuşmalı bölümler üçe ayrılır:
Prolog, yani başlangıç Koronun ortaya çıkmasından önce söylenen bölümdü Oyun üzerinde bazı açıklamaların yapıldığı yerdi Bu bölüm yalnız bir kişi tarafından seyirciye doğru söylenirdi Bir çeşit anlatıcının bölümü Bu başlangıç bitince koro oyun alanına girer ve oyun bitinceye kadar kalırdı
Epeisodion’lar: Bunlar koronun şarkıları arasındaki bölümlerdi İÖ V YY dan itibaren her oyunda üç epeisodion’un olması bir kural durumuna gelmiştir
Eksodos: Tragedyanın bitişiydi İlk dönemlerde koronun dışarı çıkması sırasında söylenen lirik bir şarkıydı Bu bölümlerde tragedyanın başı, ortası ve sonu, yani bugünkü terimlerle ,serim bölümü,gelişim
( çatışam,düğüm) bölümü ve çözüm bölümü ortaya çıktı Koronun söylediği lirik parçalar iki çeşittiarados: Koronun içeri girerken söylediği şarkılar
Stasima: Epeisodionlar arasında söylenen lirik parçalardı Grek tragedyası dinsel bir tören niteliği taşıyordu Ayrıca bir tiyatro oyunundan çok operaya ya da müzikli oyuna yakındı Tragedyalardaki dinsel hava seyirciyi etkilerdi
Antik tragedya ile iki düzeyde gelişirdi seyirci; oyun kişileriyle kişisel duyguya yönelirdi, koro ise bu kişisel duyguyu genelleştirir ve dinsel bir hava içine sokardı Grek tragedyasının anahtarı, seyircide kişisel duygunun dinsel bir duyguya doğru gelişmesiydi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
yeliz16
Admin
Cinsiyet:
Pislickler Forum Ekibi...
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/01/09
Mesaj Sayısı : 103
Nerden :
Antik Yunan Tiyatrosu.. Vide
MesajKonu: Geri: Antik Yunan Tiyatrosu.. Antik Yunan Tiyatrosu.. Icon_minitimePaz Ocak 18, 2009 12:04 am

ESKİ KOMEDYA

Bu tür İÖ 486 yılında Dionysos adına düzenlenen şenliklerde filizlendi Yunancada komodia,komos şarkısı anlamına gelir Komos ise curcuna cümbüştür Bir çok yerlerde,bağ bozumu şenliklerinde kaba güldürüler oynanırdı Ayrıca sepetler içinde Dionysos’a adanacak kurbanlar taşınır ve üremeyi, bolluğu simgeleyen heykel büyüklüğünde bir phallus geçit töreninde yer alırdı
Komedya, Dionysos’a düzenlenen eğlence ve kutlama törenlerinden doğmuştur Sicilya’da Aiskhylos’un çağdaşı olan Epikarmos ilk komedyaları yazmıştır
2 kişi arasındaki konuşmalara dayanan “mimos ”güldürü türü Sicilya’da ortaya çıktı Komedya insanların coşkun ve gülünç yanlarını dile getirirdi Komedyada herşey bir karikatür anlayışı içinde ele alınır Toplumsal , siyasal her türlü olaylar karikatürün çizgilerindeki ekonomi içinde verilirdi
Komedya yazarı, herkesi ve herşeyi olaya alacak özgürlüğe sahipti Taşlanması gerektiğine inandığı herşey onun hedefi olurdu
Atina’da devlet, bu özgürlüğü kısıtlamak şöyle dursun bu oyunların oynanması için ödenek ayırırdı Bunun için de eski komedya türü, Atina demokrasisinin parlak dönemlerinde olgunlaşmış, demokrasi düzeninin gerilemesi ile birlikte o da gerilemiştir

KOMEDYALARIN YAPISI

Prologos: Oyunun genel görüntüsünü özetleyen bir sahne vardı, iki oyuncu arasında geçerdi;oyuncular burada oyun başlamadan önceki durumu ve olayların geçeceği çevreyi seyirciye tanıtırlardı
Parodos: Giriş şarkısını söyleyen koro oyun alanına çıkardı Bu koro 24 kişiydi ve tiyatroya her iki yandan on ikişer kişiyle girerlerdi Tragedya korosundan çok değişikti; giyinişleri abartılmış, gülünç ve hareketleri olağanüstü ayrıca gürültülüydü Koro oyun biten kadar sahnede kalırdı
Agon: Bu sahnede, düşünceleri birbirine karşıt iki oyuncu birbiriyle tartışmaya girer, çatışırlardı Bu bölümün sonunda tartışmayı yürüten oyunculardan biri üstün çıkardı
Parabasis: Oyuncular çıktıktan sonra koro seyircilere doğru ilerler ve onlarla konuşurdu Bu bölümde yazar koro yoluyla seyirciler arasında oturan kişilerle atışırdı
Eksodos: Komedyanın bitiş bölümüydü Koro şarkısını söyler ve çekilirdi

ORTA KOMEDYA

Grek komedyasının birinci evresi (eski komedya) ile ikinci evresini (orta komedya) birbirinden kesinlikle ayıran bir sınır yoktur İÖ 425 ile 330 tarihleri arasındaki süre içinde varolan orta komedya eserlerinde kişisel ve siyasal taşlama hemen hemen yok gibidir Doğal olarak bu komedya türünde parabasis bölümü bulunmaz Bu evredeki oyunlarda koro önemini yitirmiştir Çünkü devlet bu oyunlara artık koroyu besleyecek ödeneği ayıramayacak duruma gelmiştir Bu dönemde töre komedyasına doğru bir yöneliş başlamıştır Orta komedyanın en önemli yazarı Antifanes’tir Kaba çizgili aşk konusunu komedyaya getirmiş olmakla tanınır Diğer bir önemli yazarı da Aleksis’tir

YENİ KOMEDYA VE MENANDROS

Yeni Komedya; Büyük İskender zamanında ,aşağı yukarı İÖ 330 tarihlerinde ortaya çıktı ve Makedonyalıların Yunanistan üzerindeki egemenliği boyunca sürdü
Bu komedya ile eski komedyada görülen grotesk giysiler kayboldu Eski komedyanın karikatür tipleri ve mitolojik kişileri de yok oldu
O dönemde kullanılan günlük giysiler oyunlarda kullanıldı Çok seyrek olarak bazı maskeler kullanıldı, ancak genellikle maskeler de gerçekçi bir görünüş aldı
Atina’nın siyasi durumu oyun yazarlarını ortalama vatandaşın günlük sorunlarına, kişisel dertleşmelerine itti Yöneticileri taşlamak, siyasal alanda herhangi bir düşünceyi ileri sürmek olanaksızdı Para ve aşk başlıca temalar oluverdi Aile yaşamı yazarların üzerlerinde durdukları bir konu durumuna geldi
Yeni Komedyanın yazarları içinde en belli başlıcaları Filemon,Difilos,Poseidippos, Apollodoros ve özellikle Menandros’tu
MENANDROS – İÖ 342-292 Gözlemi ve oyun kişilerini yaratmadaki ustalığı ile övülen Menandros yüzün üzerinde oyun yazmış, sekiz oyunuyla komedyada büyük ödülü kazanmıştır
Toplum hayatı ve kültür konularıyla ilgilenmiştir Yaşadığı şehrin insanları onu çekiyordu, bu insanları o, büyük bir dikkatle inceledi ve oyunlarına getirdi
Komedyaları gerçekçi idi Mizahı burjuva seyircisinin gülümsemesi içindi Euripides’ten etkilenmişti İki önemli noktada onun etkisinde kaldı Bunlardan biri, koronun geri düzeye atılıp kişileştirmeye verilen önemdi, böylece insan ve insan ilişkileri üzerinde düşünceyi getiren etkili bir tartışma ortamı yaratabiliyordu İkincisi, Euripides’in insan üstü kahramanlar yerine gerçek insanı; olağanüstü ve ülkücü düşünceler yerine olağan ve yararlı düşünceleri, aşırı duygulu tragedyalar yerine, düşünceyi ön plana lana dramı seçmesi, ondan sonra bir çok yazarı etkilemiştir

Menandros oyunlarını, Aristophanes’le karşılaştırdığımızda 4 önemli fark ortaya çıkar
1 Eski komedyada izlenen parabasis bölümü tamamen ortadan kalktı
2 Koronun görevi hemen hemen yok oldu
3 Konuşma örgüsü yine manzum olmakla beraber araya curcunabazların şarkıları ve dansları eklendi
4 Euripides’in başlattığı prologs ( ön oyun) ya ilk başa ya da 1 sahneden sonra kullanılmak üzere komedyaya sokuldu
Herşeyden çok kadın ile erkek arasındaki aşk temasını işledi Oyunlarında, para ve saygıdeğerlilik mutlu son için yeterli şartlardı Yeni komedyanın ahlakçı olduğu söylenemez ESERLERİNDEN

BAZILARI: Kahraman,Adamcıl, Samoslu Kız Kırık Saçlı Kız, Yargı



TİYATRO TEKNİĞİ

Koro ve Oyuncu: Koro ile oyuncunun gelişimi birbirine paraleldir Dionysos şenliklerinde Dithyrambos okuyan korolar ellişer kişiydi İÖ 487 yılında koro on iki kişiye indi Bunun bir nedeni, bir gösteride dört oyun ( 1 tragedya 1 satir) birden oynanma geleneği olabilir Ayrıca 50 kişilik bir koro çok masraflı olduğu kadar, kalabalık bir koroyu çalıştırmak da çok zordu
Koronun bütün temsil boyunca oyun yerinde kalması gerekiyordu, bu yazarlar için önemli bir sorundu Koronun sürekli oyunda kalması , seyirciyi inandırıcı bir duruma gelmesi gerekiyordu
İlk dönemlerde koronun çeşitli görevleri vardı Koro, oyundaki acı olaylara ayna tutan, onları yorumlayan bir araçtı Bir de oyunu 5 bölüme ayırıyordu
Oyuncuların usta olmaları ve seslerini çeşitli rollere göre değiştirip ona göre hareket etmeleri gerekiyordu, çünkü bir oyuncu maske takarak çok sayıda oyun kişisini, bu arada kadını da canlandırıyordu
Oyuncuların çok güzel şarkı söylemeleri ve gerektiğinde dans edebilmeleri önemliydi Yüzlerindeki ifadeleri değişmeyen maskelerle ifade esnekliğini, inandırıcı hareketleri getirmesi gerekiyordu oyuncunun Halk, oyuncuları Dionysos’un hizmetkarları sayıyordu Bu sanatçılar askere alınmazlardı Ayrı bir yerleri vardı toplumda Hatta sırasında elçilik göreviyle önemli bir yere gönderilirlerdi

Kostüm ve Maske:

Tiyatroda kullanılan esas kostüm KİTON’du ; boyundan ayak bileklerine kadar dökülüyordu Günlük yaşamda giyilen bir kostümdü; ancak tiyatrodaki bu kostüm diğerlerinden birkaç noktada ayrılıyordu
Grekler kadınsı görünüşte olabilir korkusuyla kolsuz kiton giyiyorlardı, oysa tiyatrodaki kostümün bileklere kadar uzanan kolları vardı
Günlük giyinişte, bele bir kemer konuyordu Oysa tiyatroda göğsü altından bir kuşak sarılıyordu
Günlük yaşamdaki kiton, beyaz ya da düz renkliyken, tiyatro kostümünün üstüne biçimsel süsler ya da hayvan resimleri yapılıyordu, bu süsler de renk renkti
Kiton’un üzerine bir pelerin atılırdı,uzunsa HİMATİON, kısaysa KLAMOS adını alırdı Bunlar da parlak renklerle süslenirdi
Renkler simgesel olarak kullanılıyordu Koyu renkler acıyı, açık renkler sevinci simgeliyordu Kraliçeler mor rengin egemen olduğu kostümler giyiyorlardı Böylece daha ilk başta renklerle oyun kişilerinin karakterleri de ortaya konmuş oluyordu
Oyuncular, boylarını yükseltmek için ayaklarına KOTHORNOS adı verilen yüksek tahta nalınlar giyerdi Bunlara bazı yerlerde embates ya da okribas denirdi Bu nalınların yüksekliği oyun kişisinin önemine göre alçak olurdu
Oyuncunun görünüşünü abartmak için ONKOS denilen maskenin üzerine giyilen bir çeşit peruka ya da baş süsü kullanılırdı Böylece oyuncunun boyu iki metrenin üstüne çıkardı İnce uzun olmasınlar diye oyuncular yastıkla genişletilirdi Bu kostüme KOLPOMA adı verilirdi
Tek bir oyuncu maske değiştirerek çeşitli rolleri oynayabiliyordu Maske, oyuncunun yüzünden büyük olduğu için, onbeş –yirmibin kişilik tiyatronun arka sıralarından da görünmeyi sağlıyordu
Maskelerin büyük, açık ağzı oyuncunun sesini büyütebileceği bir megafon biçiminde yapılıyordu Maske ifade kadar sesi de büyütüyordu
Maskelerin yapıldığı malzeme,bez, tahta mantardı Tragedyada 30 çeşide varan maske vardı Orta,yaşlı ve ihtiyar adam maskeleri altı, delikanlı ve genç erkek maskeleri sekiz, uşak maskeleri üç ve kadın maskeleri on bir çeşitti
Bunlardan ayrı olarak; tragedya ile komedya da efsane kişilerini göstermek için yapılan özel maskeler kullanılırdı Boynuzlu Acteon, Kör Fineus,Çok gözlü Argus gibi Irmakları,saatleri,musikiyi ve öç duygusunu gösteren maskeler de yapılırdı
Somation:Komedyada kostümlerin altını doldurup gülünç görüntü vermek Komedya oyuncularının kostümü kısaydı ve arkadan ,önden de doldurulunca yusyuvarlak bir görünüm alırdı Bacaklarını saran, daracık ( bazen ten renginde ,bazen süslü) bir triko giyerlerdi Bir de abartılmış phallus takarlardı Komedya oyuncuları onkos kullanmazlar ama çeşitli maskeler takarlardı Maskeler komedyada belirli tipleri ortaya çıkarmış ve bu tipler önce Roma komedyasına daha sonra Rönesans’ta, halk tuluat tiyatrolarına kadar etki etmiştir

SAHNE TEKNİĞİ

Tiyatro binaları, açık hava yapıları olmakla birlikte, buralarda sahne gereçleri, makineler ve dekor da kullanılıyordu Oyun yerinin gerisinde, ortadaki daha geniş olmak üzere , 3 kapı vardır
Ortadaki geniş kapıdan oyunun kahramanı, daha doğrusu kral, tiran gibi ülkeyi yöneten kimseler girer çıkarlardı Sağdaki kapıyı ikinci oyuncu, Soldakini de daha küçük rolü olan 3 oyuncu kullanırdı Bu kapılar esas binaya açılırlardı Binanın iki kanadına uzanan paraskenia adını alan koridorların biri kent merkezine, öbürü ise kentin kenar mahallelerine giden yola açılırlardı Bu kapılar aynı zamanda değişik sahnelerin gösterilmesine yarardı Özellikle ortadaki geniş kapı, bir iç sahne görevi görürdü PİNAKES adını alan boyalı panolar kullanılırdı Bunların oyunun konusu ile ilintili işlevi vardı Dekor konusunda periaktoy adını alan, ekseni çevresinde dönen büyük prizma panolar vardı Bunların her yüzüne değişik bir sahnenin görünüşü boyanırdı Sahne değişimi, bu prizmaların ekseni çevresinde dönmesiyle sağlanırdı
Ekkuklema: Yarım daire biçiminde bir yükseltiydi, bu yükselti kapılardan sığacak büyüklükteydi ve ek sahneler, taht salonu bu yükselti üzerinde gösterilirdi
Eksostra: Tekerlekli bir yükseltiydi, ama ilkinden daha alçaktı, bunun üzerinde de bazı kısa sahneler oynanır ya da ölmüş olan bir kimsenin durumu gösterilirdi
Mechane: Skene’nin sol yanına konulan küçük ve ilkel bir vinçti Bu vinçle tanrılar indirilip çıkarılırdı Theolopeion: Mechane’nin görevini yapan, biraz daha değişik bir araçtı Bazı kimseler bunun tanrıların durduğu bir üst yükselti olduğunu söylemektedirler
Keranos: Bir vinçti,sahne üzerindeki cesetleri kaybetmede kullanılırdı Ayoram: Askı makinesi, tanrıları havada göstermek için kullanılırdı, bunun mechaneden ayrıcalığı iplerinin gözükmeyişiydi
Krada: Sözlük anlamı, “incir dalı” dır Komedyada kullanılan vinçti Skope: Garip bir araçtı, oyun düzenini hazırlayan kimsenin ( didaskolos’un = eğitmenin) temsili seyrettiği yerdi Fruktorian: Gözetleme kulesiydi Distepia: İkinci kat anlamına gelir Oyuncuları, temsili seyrettikleri, binanın çatısıydı
Keraunoskopeyon: Yıldırım makinesiydi Bronteyon: Gök gürlemesi sesi veren araçtı Karon Basamakları: Oyun yeri olan orkestranın zemininden oyun yerinin altına inen basamaklardı Buradan hayaletler ya da yer altı tanrıları çıkardı
Anapiesmata: Mekanik olarak ruhları yeryüzüne çıkaran ilkel bir asansördü
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
yeliz16
Admin
Cinsiyet:
Pislickler Forum Ekibi...
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/01/09
Mesaj Sayısı : 103
Nerden :
Antik Yunan Tiyatrosu.. Vide
MesajKonu: Geri: Antik Yunan Tiyatrosu.. Antik Yunan Tiyatrosu.. Icon_minitimePaz Ocak 18, 2009 12:05 am

TİYATRO YAPILARI:

1 Klasik Dönem Tiyatro Yapısı
Koro, hem tragedya, hem de komedya için en önemli dramatik öğeydi, bunun için de çok geniş bir oyun yerinin yapılması şarttı Tiyatro sanatının yönünü din tayin ediyordu ve bunun için de çok sayıda seyirciye yönelmesi gereken oyun yerleri gerekiyordu Halkın rahatça seyredebileceği bir dağın eteği ve oyunun oynanacağı bir düzlük, seyir olanağını artırmak için de oyun yerinin bir daire biçiminde olması gerekiyordu Buna orkestra deniliyordu Oyun yerinin ortasına da Tanrı Dionysos’a adakların yapılacağı bir sunak yapıldı Bu ilkel gösterilerin yeri, zaman geçtikçe gelişmeye başladı Önce bayıra, seyircilerin daha oturabilmesi için tahta sıralar yapıldı Oyun yerinin arkasına ise; oyuncuların kostüm değiştirebilmeleri için önce bir tente, sonar bir çadır, daha sonra da ahşap kulübeler kuruldu İÖ 499 yılında büyük bir kaza oldu ve tahta sırlar çöktü Bunun üzerine seyir yeri taş sıralardan yapılmaya başlandı Oyunun daha iyi görülebilmesi için de taş sıralar daire biçimindeki orkestranın yarıçapını saracak yolda yanlara doğru da genişletildi Böylece klasik dönem tiyatro yapısının son biçimi ortaya çıktı Daire biçiminde bir oyun yeri, ortada bir sunak ve yine yarım daire biçiminde oyun yerini saran seyirci yeri İÖ 465 tarihlerinde yapılan tahta skenenin yerini böylece İÖ 425’te alt kısmı taştan bir yapı aldı Taştan yapılan skene daha ayrıntılı bir yapıydı İÖ VYY sonunda skene iki katlı oldu Üst kata episkenion adı verildi Burası sahne araçlarının ve vinçlerin kullanımı için yapılmıştır
2 kat; birinci katın biraz gerisine yapılmış olduğu için 2 katın önü “konuşma yeri” anlamına gelen logeion adını aldı Tanrılar buradan konuşurlardı
2 Hellenistik Dönem Tiyatro Yapıları Daha sonraki yüzyılda, oyuncular için daha yüksek bir sahne yapıldı Bu sahne orkestradaki koroyla olan konuşmaları aksatmayacak yükseklikteydi Hellenistik yapıların en güzel örnekleri Türkiye’nin Ege havalisindeki Dilene ve Bergama tiyatroları, Yunanistan’daki Epidauros Eretria,Oropos,Delos ve yeniden yapılan Atina’daki Dionysos tiyatrolarıdır Hemen hepsinin tam yuvarlak biçiminde oyun yerleri vardır
3 Roma Dönemi Tiyatro Yapıları Roma Dönemi tiyatrolarının en önemlileri Batı Anadolu’dadır Bunlar Termesos, (Burdur havalisi) Magnesis (Manisa yakını) Miletos (Söke)ve Efessos tiyatrolarıdır
Bu tiyatrolarda; Seyir yeri eskisi gibi kalmıştır Oyun yeri tam yuvarlak olma niteliğini yavaş yavaş kaybetmektedir Skene, tam yuvarlağı bir ucundan kesmektedir Seyir yerindeki en alt sıra doğrudan doğruya orkestra ile birleşmektedir
Skene, bugünkü sahnenin ilk biçimini almıştır Orkestrayı kesen bölümün bir bölümü bir buçuk metrenin üstünde bir yükseklikle ikinci bir oyun yeri olması, arka planda 3 kapı ve sütunlar ortaya çıkmıştır Grek tiyatro yapılarını Roma tiyatro binalarından ayırt eden temel özelliklerden biri,Grek yapılarının iki bölüm olmasıdır
SOPHOKLES ( İÖ 497-406)Kolonos köyünde doğdu On altı yaşlarında Pers zaferini kutlayan bir törenin çocuk korosunda şarkı söyleyerek ve arb çalarak sahneye ilk kez adımını attı 28 yaşında, orta yaşlara gelmiş Aiskhilos’un karşısına yarışmacı olarak çıktı ve kazandı
Atina devletinin siyasal yaşamında önemli roller oynadı, iki kez devletin en yüksek makamı olan generalliğe atandı Grek tragedya yazarlarının içinde, gerçeği değil, ideali yani olanı değil, olması gerekeni gösteren bir ozan olarak özellik kazanan Sophokles tragedyaya üç oyuncuyu soktu
Koroyu on iki kişiden on beş kişiye çıkardı Tragedyaya getirdiği en ilgi çekici yenilik üçleme ve dörtlemelerde oyunların konuları arasındaki bağı kaldırmış olmasıydı
Boyalı dekor panoları geliştirdi ve tragedyaya Frigyalıların musikisini getirdi Sophokles ile tragedya olgun sanat biçimini aldı

Sophokles geleneksel hikayeleri olduğu gibi uygular, bunları değerler ya da ne kadar gerçekçi oldukları üzerinde durmadan oyunlarına konu yapardı
Oyun kişilerini birer karakter yapısı içinde veren ilk yazardı ( Oyun karakterlerinde izlenen davranışlar, o karakterin kendi karmaşık kişiliklerinden ileri geldiği kadar çevrenin etkisiyle de biçimlenirdi)
Sophokles’in korosu:Oyunun dramatik bölümlerini destekleyecek biçimdeydi Oyunun organik bir parçası olmuştu Koro kahramanın trajik yolunu daha da yoğunlaştırır ve anlamlandırır biçimde kurulmuştur
Ancak artık koro 2 deredeydi Gerçekçi değildi ama insani en iyi anladığı için inandırıcı anıtlar yarattı



ESERLERİNDEN BAZILARI:

Oidipus Kolonos’ta,Filoktetes Aias,Antigone,Kral Oidipus
AİSKHYLOS ( İÖ 525-456)Eleusis’te doğdu Oyun yazarı olarak iki oyuncuyu getirdi ( Ancak Aiskhilos’tan önce Mısır’da birden fazla oyuncu kullanmıştır Grek yazarları bu işi, Mısır’da daha önce yapıldığını bilmeden ortaya çıkarıyorlardı
2 oyuncu ile koronun görevi azaltılarak oyuna bir esneklik sağlanmış oldu Persler, Tebai önünde Yedi Komutan ve zincirine vurulmuş Prometheus’ta 2 oyuncuyu getirmiştir
Persler oyununda Darius’un hayali o dönemde bir yenilikti Tiyatroda ilk hayalet bu oyunda ortaya çıktı ve Aiskhylos’tan sonra gelen yazarlar tarafından sık sık kullanıldı
Aiskhylos’un dili ağdalıydı, düşünceleri zor anlaşılabilirdi Çağdaşları bile onu zor bulurlardı Onun önemi dinsel törenleri dram sanatına yöneltmesiyle ortaya çıkıyordu
Din ve Ahlak sorunlarını vurgulayan Aiskhylos’un oyun kişileri kalıplaşmış özelliklerin temsilcileriydi
( Nefret,Gurur, Kızgınlık gibi) Aiskhylos trajik bir yazardır ama insan yaşamını trajik bulmaz; iyimserdir ve sonunda tanrıların herşeyi düzelteceğine inanır
Oyunlarının tümünde dinsel bir tören havası vardır Ele aldığı konulara dolantılar sokmaz Oyun kişileri karakter değil, duyguların ve düşüncelerin temsilcileridir
ESERLERİNDEN BAZILARI: Yalvaran Kızlar,Persler, Tebai Önünde Yedi Komutan, Zincire Vurulmuş Prometheus, Oresteio dörtlemesi bu dörtlemede bir oyun kayıptır diğerleri ( Aqamemnon,Adak Taşıyanlar, Omenidler)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Antik Yunan Tiyatrosu..

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İsmail-YK Fan Board :: Kültür - Sanat :: Tiyatro - Sinema -
Yetkinforum | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar